26.6.19

#36

#36

Akşamın ilk saatlerinin yorgunluğunda, rüzgarını karanlığın içinden habercisi olarak gönderen metronun gelişini bekliyorsun. Saçların, yüzün ayrı ayrı karşı duruyor bu esintiye. Yaklaşan metroya uzak bakışında diğerlerini görüyorsun; kaderin bu akşam beraberliğini nedensiz(!) hazırladığı insanları, bakışlarını, ah o bakışlarını ve hızla kaçırışlarını umdukları her küçük şeyi. 


5.6.19

#35

Arka planda 

#35

Başka hayatların yakınlarında, henüz ait olmadığın sokaklarda dolaşıyorsun. Sürüklenişin insanları sağır eden gürültüsü yayılırken bu şehrin her köşesinden, düşüncelerinin yankısından ürküyorsun. Hızla hareket edişin yanıltıyor seni, kendinden bir adım öteye bile gidemiyorsun. Yansımada gördüğün tepkisiz herhangi bir yüzün sarsılmaz duruşu, biliyorsun ki eskiyen zamanın alışkanlığında kayboldu bile. Anlam yükleyemediğin bir bakış var; yıkık, bulanık, düşük. Öylece geçmişini yeniden yaşarcasına gençliği izleyen, gülümseyemeyen. Sende ise onu takip eden, geleceğin koşarcasına üzerine geldiği anda duraksayan, yorulan bir tutunuş.